İsa Mesih’in anlatısı, on yıllarca süren öğretiler, yorumlar ve temsillerle çevrelenmiştir. Ancak, bu kadar büyük bir ilgiye sahip olan birçok mit, gerçek hikayeyi sıkça gizler. Bu mitlerin çoğu, halk kültüründe o kadar derinleşmiştir ki, insanlar artık onları sorgulamaz hale gelmiştir.

1. Yeni Ahit’i İsa Yazdı.
Birçok kişi, İsa’nın Yeni Ahit’in bazı bölümlerini kendisinin yazdığına inanır. Ancak bu doğru değildir. Yeni Ahit, çoğunlukla erken Hristiyanlar ve havariler gibi birçok yazarın eserlerinden oluşur. Bu yazıların hiçbiri İsa tarafından yazılmamıştır, ancak içinde mektuplar, yaşam öyküleri ve öğretiler bulunmaktadır. İsa’nın kendi yazıları yerine, Yeni Ahit onun hayatını ve erken Hristiyan kilisesini belgelemektedir.
Yeni Ahit, en önemli yazarları olan havarilerinin yazılarından oluşur, bunlar arasında Paul da bulunur. İsa’nın öğrencileri olan Matta, Markos, Luka ve Yuhanna, İsa’nın hayatını ve öğretilerini anlatan İncilleri yazmışlardır. Bu yazılar, onların anılarına ve dönemin sözlü geleneklerine dayanmaktadır ve İsa’nın ölümünden yıllar sonra üretilmiştir.
2. İsa’nın Etnik Kökeni Beyazdı.
İsa, sıkça açık tenli ve mavi gözlü beyaz bir adam olarak tasvir edilir, ancak bu tarihsel olarak doğru değildir. İsa, Filistinli bir Yahudi olup, Galile’de yaşamış ve Beytüllahim’de doğmuştur. Bu nedenle, fiziksel özellikleri o dönemde ve bölgede yaşayanlarınkilerle uyumlu olmalıydı. Bu da, muhtemelen siyah saçları, zeytin rengi teni ve Orta Doğu özelliklerine sahip olduğu anlamına gelir.
Bu yanlış anlamanın kaynağı, İsa’yı kendi kültürlerine uygun şekilde sıkça tasvir eden Avrupa sanatı ve kültürüdür. Ancak tarihsel çalışmalar ve adli bilimler çok farklı bir görünüm sergilemektedir. Batı’daki yaygın tasvirin aksine, o dönemin ve bölgenin kafataslarından yapılan rekonstrüksiyonlar, tipik Yahudi özelliklerine sahip bir adamı gösteriyor.
3. İsa Bir Hristiyan’dı.
İsa’nın ilk Hristiyan olduğu yaygın bir yanılgıdır. İsa doğuştan Yahudi’ydi, hayatını bir Yahudi olarak geçirdi ve Yahudi olarak öldü. Onun ölümünden sonra, “Hristiyan” terimi, onun takipçilerini tanımlamak için kullanılmaya başlandı. Elçilerin İşleri’ne göre, bu terim, İsa çarmıha gerildikten uzun bir süre sonra Antakya’da ortaya çıkmıştır.
“Hristiyan” ismi, Mesih ya da Mesih’in takipçisi olmayı ima eder. İsa, hayatı boyunca Yahudi öğretilerini ve geleneklerini takip etti. Öğretilerine dayanarak, öğrencileri — sonradan Hristiyan olarak bilinenler — yeni bir dini hareket kurdular.
4. İsa’nın Sadece On İki Öğrencisi Vardı.
İsa’nın aslında sıklıkla düşünüldüğü gibi yalnızca on iki öğrencisi yoktu. On iki havarisi, onun en yakın arkadaşları oldukları ve sonra öğretilerini yaymada önemli roller üstlendikleri için ünlü oldular. Ancak onu takip eden tek insanlar onlar değildi.
Luka İncili’ne göre, İsa en az 70 ya da 72 başka öğrencisini vaaz vermek üzere gönderdi. İsa seyahat ederken, bu takipçileri ona eşlik etti ve dönüşüme yardımcı oldular. İsa’nın öğretilerine uyan herkes “öğrenci” olarak kabul edilir ve bunlar ünlü 12’den daha fazlaydı.
5. İsa Gerçekten “İsa” Adını Taşıyordu.
Yunanca “Iesous” kelimesinin bir Anglicized formu olan “İsa” ismi, İbranice “Yeshua” veya “Yehoshua” isminden türetilmiştir. Bu, İsa’nın kendi kültüründe bir İbranice isimle çağrıldığını ve bu ismin modern İngilizce ismindan çok farklı olduğunu gösterir.
İsa’nın isminin İbranice’den Yunanca’ya, sonra İngilizce ve diğer dillere değişimi, Hristiyanlığın çeşitli dilsel ve kültürel gruplar arasında nasıl yayıldığını gösterir. İsa’nın isminin bir diğer varyasyonu olan “Isa”, Kur’an’da kullanılır. Bu da, isminin farklı dini ve dilsel bağlamlarda nasıl değiştiğini gösterir.
6. İsa’nın Doğum Günü 25 Aralık’tı.
İncil, İsa’nın ne zaman doğduğunu belirtmez, ancak birçok insan 25 Aralık’ı İsa’nın doğum günü olarak kutlar. İsa’nın hayatından yüzyıllar sonra, Hristiyan kilisesi doğumunu 25 Aralık’ta anmayı kararlaştırdı. Bu tarihin, Roma toplumunda Hristiyanlığın kabulünü artırmak amacıyla seçildiği muhtemeldir, çünkü Roma bayramlarıyla daha yakın bir örtüşüm gösteriyor.
Tarihçilere göre, İsa başka bir mevsimde, örneğin bahar ya da sonbaharda doğmuş olabilir. Bu görüş, çobanların sürülerini dışarıda korudukları gibi İncil’deki ipuçlarıyla desteklenmektedir; bu kışın olasılığı düşük bir durumdur. Bu, geleneksel 25 Aralık tarihi için daha çok dini bir gelenek olduğu ve tarihsel bir gerçeklikten ziyade bir gelenek meselesi olduğunu düşündürmektedir.
7. İsa Tek Çocuktu.
İncil ve tarihi anlatılar, İsa’nın kardeşleri olduğunu gösterir, bu da onun tek çocuk olduğu fikrine ters düşer. İncil’de, James, Joseph, Simon ve Judas gibi kardeşlerinden bahsedilmektedir. İsa’nın kız kardeşleri de anılmaktadır, ancak isimleri veya sayıları belirtilmemektedir.
İsa’nın tek çocuk olduğuna dair inancın kaynağı, Meryem’in daimi bekarlık inançları olabilir. Ancak İncil kaynaklarına göre, İsa ilk doğandır, bu da daha küçük kardeşlerinin olduğu anlamına gelir. Bu, onun aile hayatına dair daha derin bir anlayış sunar.
Bu yanlış anlamaları ortadan kaldırarak, İsa Mesih’i daha net ve güçlü bir tarihi temelle anlayabiliriz. Bu süreç, hem tarihsel belgelerin hem de dini metinlerin dikkatlice incelenmesini gerektirir, böylece inançları zenginleştirebilecek ve derinleştirebilecek bir anlayış geliştirebiliriz. Ayrıca, İsa’nın yaşamı ve öğretileri üzerine yapılan farklı yorumları dikkate alarak, çeşitli perspektiflerden bakmayı ve bu sayede daha bütünsel bir kavrayış elde etmeyi amaçlamalıyız. Bu yaklaşım, sadece bireysel bir araştırma değil, aynı zamanda toplumsal inançların evrimini anlamak için de önemlidir.