Psikofizyolojiyi Keşfet

Çoğu İnsan Başarıya Neden Ulaşamıyor?
Başarıyı neyin engellediğine dair çevrimiçi arama yaptığınızda muhtemelen uzun bir listeyle karşılaşacaksınız.

Google bana şu listeyi verdi:

  • Başarısızlık Korkusu
  • Kendine İnanç Eksikliği
  • Erteleme Alışkanlığı
  • Zaman Yönetimi Eksikliği
  • Mükemmeliyetçilik
  • Net Hedefler Belirlememek
  • Azim Eksikliği
  • Başkalarını Suçlama
  • Değişime Direnç

Bunların hepsi ilginç görünüyor. Ancak hepsi yanlış!

Neden?
Bu liste, aslında sorunların kendisini değil, sorunların sonuçlarını temsil ediyor. Bazı insanlar bunlara “İkinci Dereceden Sonuçlar” diyor.

Peki bu ne anlama geliyor?

Temelde, ortada var olan asıl sorunlar bulunur. Bu sorunlar, zincirleme reaksiyonlar yaratarak başka birçok probleme yol açar. Yukarıdaki listedeki her şey, başka sorunlardan kaynaklanır.

Ben, çalışmalarımda bu olguyu “Stres Zincirleri” olarak adlandırıyorum. Çoğu insan, zincirin sonundaki bu sorunları “çözmeye” çalışır.

Ama ne olur?

Bu çabalar uzun vadeli sonuçlar vermez.

Neden?
Çünkü bu sorunlara neden olan asıl problemler hâlâ yerinde duruyordur. Yukarıdaki bu ikincil sonuçları çözebilirsiniz, ancak orijinal sorunlar hâlâ çözümsüz kaldığı için kaos yaratmaya devam eder.

Birincil sorunları çözmediğiniz sürece, bu diğer sorunlar ortaya çıkmaya devam edecektir.

Peki En Büyük Sorunlarımız Nelerdir?
Yetenek eksikliği değildir. Çoğu insan sandığından çok daha niteliklidir.
Zaman da değildir, çünkü hepimizin günde aynı 24 saati var.
Hedeflerimizle ilgili bir sorun da yok. Hedeflerin eksikliği ya da büyüklüğü de ana mesele değil.
Motivasyon da değildir. Şahsi deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim ki, başarı için motivasyona ihtiyacınız yok.
Para ya da kaynak eksikliği de değildir. Pek çok insan bunlar olmadan da başarılı olmanın yollarını bulmuştur.
Zihniyet meselesi de değil. Hatta zihniyetin biraz abartıldığını bile söyleyebilirim.


Peki Öyleyse En Büyük Sorunlar Nedir?

  1. Sinir Sistemi
    Çoğu insanın sinir sistemi, çevresel uyaranlara aşırı tepki verir. Bunun nedeni bazen kullanım eksikliği, bazen ise çözümlenmemiş travmalardır. Sinir sistemimiz, hayatımızda olan bitene tepki verir. Uzun süre kullanılmadığında (örneğin, ayakkabı seçimlerimiz nedeniyle ayaklarımızın sinir sisteminin zayıflaması gibi), sinir sistemi güçsüzleşir.
    Zayıflamış bir sinir sistemi aniden “aktive” edildiğinde aşırı yüklenir. Bu da bedende “panik” sinyali oluşturur. İlginç bir şekilde, bu panik sinyali bazen beyin tarafından fiziksel bir acı gibi algılanır, gerçek bir fiziksel acı olmasa bile.

  2. Travma Kapsülleri
    Travma yaşadığımızda (bunu o anda nasıl deneyimlediysek, bugün ne düşündüğümüzden bağımsız olarak) beden bu travmayı belirli noktalarda “depolar”. Çözümlenmemiş bu travmalar, zamanla bir “travma kapsülüne” dönüşür.

    Bu kapsüller, tetiklendiğinde genellikle dövüş-kaç tepkisini harekete geçirir. Üstelik, travmayı hatırlatan herhangi bir olay da bu kapsülü güçlendirir. Bu süreç, net düşünmeyi engelleyerek başarıyı önler.

  3. Enerji Eksikliği (Mg-ATP)
    Vücudumuzun enerji üretmek için kullandığı ana kaynaklardan biri Mg-ATP’dir. Ancak modern yaşam, enerji depolarımızı hızla tüketir. Bunun üzerine, çoğu insan magnezyum eksikliği yaşamaktadır. Bu da enerji üretiminin yavaşlamasına neden olur. Enerji olmadan işlev gösteremeyiz, bu da başarının önündeki en büyük engellerden biridir.

  4. Ceruloplasmin Eksikliği
    Ceruloplasmin, vücudumuzun ana antioksidanlarından biridir ve stres hasarını temizlemek için gereklidir. Ancak ceruloplasmin eksikliği olduğunda, bu hasar birikerek bir “çöp yığınına” dönüşür. Bu da daha fazla stresi tetikler ve enerji tüketimini artırır.

Sonuç: Başarının Kilidi, Psikofizyolojiyi Düzeltmekte
Başarıya giden yolda en büyük engelimiz, psikofizyolojimizin bozulmuş olmasıdır. Sinir sistemimiz, enerji seviyemiz ve stres yönetimimiz düzeltilmediği sürece, istediğimiz sonuçlara ulaşmamız oldukça zordur. Ancak psikofizyolojiyi düzeltmek, başarıyı mümkün kılar.

Yorum bırakın